Mikroorganizmalar, insan yaşamının devamlılığında önemli bir yer tutar. Gözle görülmesi mümkün olmayan ancak büyük değişimlere neden olan mikroorganizmalar, işlevleri doğrultusunda farklı isimlerle adlandırılır. Postbiyotik de bu mikroorganizmalar arasında yer alır. Probiyotikler ve prebiyotikler gibi çok duyulan bir mikroorganizma olmasa da en az onlar kadar önem arz eder.
Postbiyotik Nedir?
Postbiyotik tıpkı probiyotikler ve prebiyotikler gibi bir mikroorganizmadır. Probiyotiklerin, prebiyotikleri yemesiyle ortaya çıkarlar. Adından da anlaşılacağı gibi, prebiyotikler ve probiyotikler gibi sindirimden önce değil, sindirimden sonra meydana gelirler. Gıdalarda postbiyotik bulunması, insan sağlığına büyük katkı sağlar. Postbiyotik gıda üretimi için genellikle fermantasyon yöntemine başvurulur. Yoğurt, kefir, salamura edilmiş sebzeler ve lahana turşusu doğal olarak postbiyotik almak isteyenlerin tercih edebilecekleri en etkili besinlerdir.
Postbiyotiklerin insan sağlığı üzerindeki faydaları şu şekilde sıralanabilir:
İmmünomodülatör Etki: Postbiyotikler, bağırsak mikrobiyomu üzerinde immünomodülatör etkiye sahiptir. Bu etki sayesinde bağışıklık sistemi daha dirençli hale gelir ve tümörlerin oluşmasına neden olan TNF-α baskılanır.
Antitümör Etki: Postbiyotikler, vücudun kansere karşı dirençli hale gelmesinde de rol oynar. Tümör oluşumunu zorlaştırdığı ve oluşan tümörlerin de büyümesini engellediği yapılan pek çok çalışma ile gözlemlenmiştir.
Enfeksiyon Karşıtı: Vücudun enfeksiyonlarla mücadelesinde de postbiyotikler önemli katkı sağlar. Özellikle çocuklarda solunum yolu enfeksiyonlarını minimum düzeye indirir. Ayrıca enfeksiyon durumunda da hafif geçirilmesini sağlar.
Antiaterosklerotik Etki: Postbiyotik mikroorganizmalar, kalp sağlığının korunmasına yardımcı olur. Kolesterol birikimini önleyen ve lipid konsantrasyonlarının azalmasına zemin hazırlayan bu mikroorganizmalar, kalp hastalıklarının görülme riskini minimize eder.
Yukarıda bahsedilen etkiler, postbiyotiklerin insan vücudunda görev aldıktan sonra sağlamış oldukları yararları ifade eder. Bununla birlikte, gıda maddeleri imalatında da postbiyotiklere büyük görevler düşer. Gıdalarda postbiyotik kullanımı ile raf ömürlerinin ve dayanıklılıklarının artması sağlanır. Bu sayede gıdalar, daha kolay saklanıp, nakledilebilir. Ayrıca gıda kaynaklı patojenlerle mücadelede de postbiyotiklerden yararlanılır. Özellikle meyve sularında oluşan zararlı patojenler, postbiyotikler sayesinde nötralize edilir.
İlginizi Çekebilir: Starter Kültür Nedir? Ne İşe Yarar?
Probiyotiklerden Farkları Nelerdir?
Postbiyotikler de tıpkı probiyotikler gibi faydalı mikroorganizmalar arasında yer alır. Her iki mikroorganizma da sindirim sistemi ve bağırsaklar üzerinde yarar sağlar. Ancak çalışma biçimleri ve yapıları bakımından farklılaşırlar. Sağladıkları faydalar açısından benzer olsalar da aralarında bazı farklılıklar bulunur. Bu farklılıklardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
Probiyotikler canlı organizmalardır ve olumlu etkileri daha çok sindirim sistemi üzerinde görülür. Postbiyotikler ise probiyotiklerin sindirilmesinden sonra ortaya çıkar. Yani probiyotiklerin metabolik ürünleridir. Faydalı etkileri ise daha çok bağırsaklarda görülür.
Probiyotikler çoğu zaman canlı alınır. Fermente gıdalar, turşu, yoğurt ya da kefir gibi besinlerden doğrudan alınan probiyotikler, daha düşük dayanıma sahiptir. Postbiyotikler ise daha dayanıklı oldukları için, gıda maddelerinin üretiminde kullanılabilirler.
Postbiyotikleri Nasıl Daha Faydalı Şekilde Kullanabiliriz?
Sindirim sistemi ve bağırsak sağlığı açısından büyük önem taşıyan postbiyotik mikroorganizmaları, organik besinler üzerinden alındığında daha faydalı hale gelir. Gıda endüstrisinin süzgecinden geçmiş ve hazır hale getirilmiş ürünlerden alınabilecek postbiyotik miktarı sınırlıdır. Yoğurt, turşu, kefir, kimchi, kombucha, miso, tempeh gibi organik besinleri tüketerek doğrudan kaynağından postbiyotik alınabilir. Ayrıca bu besinlerin, prebiyotik içeren besinler ile birlikte kullanılması halinde daha güçlü etki elde edilebilir. Soğan, sarımsak, muz, arpa, kepekli tahıllar ve pırasa gibi prebiyotik yönünden zengin olan besinler, postbiyotiklerle birlikte alındığı zaman daha güçlü etkiler elde edilebilir. Zeytinyağı ve Yeşilçay gibi polifenol yönünden zengin olan besinlerle birlikte tüketilen postbiyotikler de daha faydalı hale gelir.
Daha fazlası için sosyal medya hesabımızı takip edebilir ya da buraya tıklayarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Comments